Prof. Dr. Fuat Sezgin, dünyanın önde gelen bilim insanlarından biridir. İslam bilim ve teknoloji tarihi araştırmaları yapan Prof. Dr. Fuat Sezgin, çalışma hayatı süresince Müslüman bilim insanlarının pek çok eser ve buluşunu gün yüzüne çıkarmıştır.
Prof. Dr. Fuat Sezgin – Eğitim ve Kariyer Hayatı
1936 yılında ilkokulu Doğubeyazıt’ta okuyan Sezgin, 1939 yılında Bitlis’te burslu ve yatılı olarak ortaokul eğitimini tamamlamıştır. 1942 yılında ise Erzurum’da yine burslu ve yatılı olarak Erzurum Lisesi Fen Bölümü’nden mezun olmuştur.
Fen Bölümünü bitiren Sezgin, 1943 yılında Matematik okuyup mühendis olma niyetiyle İstanbul’a gelmiştir. Yakın bir tanıdığının tavsiyesi üzerine İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde alanında en tanınmış uzmanlardan olan Alman şarkiyatçı Hellmut Ritter (1892 – 1971) tarafından verilen bir seminere katılmıştır. Sezgin, katıldığı bu seminerden çok etkilenmiş ve bunun üzerine mühendis olma niyetinden vazgeçerek Hellmut Ritter’in talebesi olmaya olmaya karar vermiştir. Hellmut Ritter’in sahip olduğu disiplin ve alanın zorluğu Sezgin’in almış olduğu bu karardan vazgeçirememiştir.
Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’ne kaydolan ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Filolojisi bölümünde lisans eğitimi almaya başlayan Sezgin, yabancı dil muafiyet sınavlarına girerek Fransızca’dan muaf olmuştur.
Sezgin’in Üniversite’de okuduğu yıllarda II. Dünya savaşı başlamış ve Türkiye savaşa katılmadığı halde etkisi altında kalmıştır. Savaşın yaptığı etkiler sonucunda Türkiye’de üniversite öğretimi askıya alındığından Sezgin Arapça öğrenimine ağırlık vermiştir. 1945’te üniversitenin üçüncü yılına başladı sırada Arap Filolojisi’nden tezli, Eski Türk Edebiyatı, Yeni Türk Edebiyatı ve Fransız Edebiyatı’ndan tezsiz sertifika almak üzere serbest lisansa başvurmuştur. Hellmut Ritter, Fuat Sezgin’in ilmî çalışmalardaki azmini ve kendisine olan bağlılığını gördükçe çalışmalarında onu da yanına alarak kütüphanelerde bulunan İslam bilim tarihi alanındaki yazma eserleri ve araştırmaları birlikte incelemeye başladılar. Fuat Sezgin, bu incelemelerin neticesinde İslam bilim tarihi çalışmalarındaki eksikleri daha iyi tespit etme fırsatı bulmuştu. Bu alanda yazılmış olan Carl Brockelmann´ın eseri Geschichte der Arabischen Litteratur’u (Arap Edebiyatı Tarihi) okuduktan sonra bu eserin bazı eksikliklerini fark etti ve tamamlanması gerektiği kanaatine vardı.
1947 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Filolojisi lisans eğitimini tamamlayarak mezun olan Sezgin, ayrıca Bedî’ İlminin Tekâmülü ve İstanbul’da Bulunan Bedîiyyat Yazmalar Kataloğu başlıklı lisans bitirme tezini de tamamladı. Aynı yıl Ekim ayında Doktora programına başvuran Sezgin, Hellmut Ritter’in danışmanlığında ilmi çalışmalarına devam etti. Doktora tez çalışmasının konusu ise Kur’ân-ı Kerim’de gerçek anlamı dışında kullanılan mecazî ifadeler hakkındaydı. Doktora tezini 1950 yılında tamamlayıp teslim eden Sezgin, aynı tarihlerde İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde memur olarak çalışmaktaydı.
Sezgin, 1950 yılında İstanbul Üniversitesi´nden Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi´nde asistanlık görevini yürütmek üzere ayrıldı. Ankara İlahiyat’ta Prof. Muhammet Tayyib Okiç’in Dogmatik İlimler Kürsüsü’nün (Temel İslam Bilimleri Bölümü) ilk asistanlarından olan Fuat Sezgin,1950-1953 yılları arasında bu görevi yürüttü. Asistanlık yaptığı dönemde, doktorada ele aldığı Mec?zu’l-?ur??n’ı yayımlamak isteğiyle bir süre Kahire’de bulundu. Fuat Sezgin uzun yıllar bünyesinde bulunduğu İstanbul Üniversitesi’ne dönmek üzere 1953 yılında asistanlık görevinden ayrıldı.
1953’te İstanbul’da Zeki Veli Togan’ın başkanı olduğu Umumi Türk Tarihi Kürsüsü’nde asistan olarak göreve başlayan Sezgin, doktora tezi için araştırmalarını sürdürdüğü sırada, Buhârî’nin hadis kitabından bazı yerlerin Mecâz’ul-Kur’ân’dan alındığını fark etti.
Asistanlık görevini yürütürken, diğer taraftan da doçentlik tezi olarak aldığı Buhari Tefsirinin Yazılı Kaynakları konusuyla ilgili materyal toplamakla meşgul oldu. İslam Tetkikleri Enstitüsü Kütüphanesi’nde, gelen kitapların kayıt ve kataloğunu yaptı. İslam Tetkikleri dergisinin basımına yardım edip bu dergiye makale hazırladı.
Umumi Türk Tarihi Kürsüsü asistanı Fuat Sezgin, 1953/54 eğitim yılı içinde habilitasyon tezini bitirdi ve doçentlik imtihanının yabancı dil safhasını başarıyla tamamladı. Fuat Sezgin Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar adındaki doçentlik tezini 1956 yılında yayımladı.
1957 yılında merkezi Almanya´da olan ve tüm dünyadaki bilim insanlarını destekleyen Alexander von Humboldt Vakfı bursunu kazandı. Bu burstan faydalanarak ilmî incelemelerde bulunmak ve Almancasını ilerletmek için 1957-58 yılları arasında Almanya’da bulundu.
1960 yılında Türkiye’de askerî darbe ile iktidara gelen hükümet tarafından hazırlanan ve 147 akademisyenin üniversitelerden ihraç edildiği listede kendi adının da bulunması üzerine Sezgin, çalışmalarını Türkiye dışında sürdürmek durumunda kaldı. Sezgin, “Hayatımda çizdiğim yeni yol” olarak belirttiği bu dönemde çok sevdiği vatanından ayrılmak zorunda kaldı.
Araştırma ve öğretim faaliyetlerine Frankfurt Üniversitesinde devam eden Sezgin’in buradaki bilimsel çalışmalarının ağırlık noktası Arap-İslam doğa bilimleri tarihi oldu. Bu alanda Câbir bin Hayyân konulu doçentlik (habilitasyon) tezini 1965 yılında Frankfurt Üniversitesi Institut für Geschichte der Naturwissenschaften’da yazdı ve bir yıl sonra profesör unvanı kazandı.
Öğrencilik yıllarından beri Carl Brockelmann´ın eseri Geschichte der Arabischen Litteratur’u geliştirme niyetiyle kaynak toplamaya başlayan Sezgin, yaptığı araştırmalar sonucu bilimin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilimler Tarihi’nin (Geschichte des Arabischen Schrifttums) ilk cildini 1967 yılında yayımladı. 17 ciltten oluşan bu kapsamlı eserin muhtelif ciltlerinde bulunan konulardan bazıları şöyledir: Kur’an ilimleri, hadis ilimleri, tarih, fıkıh, kelam, tasavvuf, şiir, tıp, farmakoloji, zooloji, veterinerlik, simya, kimya, botanik, ziraat, matematik, astronomi, astroloji, meteoroloji ve ilgili alanlar, dilbilgisi, matematiksel coğrafya ve haritacılık.
Carl Brockelmann’ın Geschichte der Arabischen Litteratur adlı eserini geliştirmekle ilgilenen ve farklı ülkelerden seçilen ondan fazla akademisyenden oluşan bir komite GAS’yi takdir etti ve Brockelmann’ın eserini geliştirme işini Sezgin’e bırakmaya karar verdi. Fuat Sezgin o dönemde İstanbul’da bulunan Hocası Ritter’in uzman gözüyle GAS‘yi değerlendirmesi için birinci cildin bir kopyasını gönderdiğinde, tecrübeli şarkiyatçı “böyle bir çalışmayı daha önce kimsenin yapamadığını ve bundan sonra da hiç kimsenin yapamayacağını” ifade ederek öğrencisini tebrik etti.
1978 yılında Kral Faysal İslamî İlimler Ödülü’ne lâyık görülen Fuat Sezgin, bu ödül kendisine takdim edildiğinde, verilen bu desteği değerlendirerek 1982 yılında Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi’ne bağlı olan Institut für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften´ı (Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü) kurdu.
Alman fizikçi Eilhard Wiedemann 1900 yılında İslam bilim tarihi eserlerinde bulunan aletleri tanıtmak amacıyla aslına uygun olarak modellemeye başlamıştı. 1928 yılına kadar, hayatının yaklaşık 30 yılında sadece beş aletin modelini yapmayı başarmıştır. Prof. Dr. Fuat Sezgin “Acaba 30 aleti yapmayı başarabilir miyim?”, “Bir müze olmasa bile bir odayı doldurabilir miyim?” düşüncesi ile çalışmalara başladı. Frankfurt’ta kurduğu İslam Bilim Tarihi Müzesi’nde 700’den fazla aleti modelleyerek hayal ettiğinin çok ötesinde bir başarıya imza attı. Aynı binada hayatı boyunca dünyanın her yerinden büyük bir özen ve çabayla bir araya getirdiği 45.000 ciltlik kitabı ihtiva eden Bilimler Tarihi Kütüphanesi bulunmaktaydı.
Prof. Dr. Fuat Sezgin, Almanya’da kurduğu İslam Bilim Tarihi Müzesi’nin bir benzerini kendi vatanında, İstanbul’da kurmaya karar verdi. Hedefi, Türklerin kendi medeniyetlerinin bu olağanüstü başarılarını ve Müslüman bilim insanlarının ilimler tarihine katkılarını daha somut bir şekilde görmelerini sağlamaktı. Türkiye’ye dönerek müzenin hazırlıklarına başladı. Fuat Sezgin’in kendi ülkesinde, kendi milleti için sarf ettiği bu çaba ve emekleri neticesinde yıllardır hayalini kurduğu İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin açılışı 25 Mayıs 2008 tarihinde gerçekleşti. Açılışını dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı. İstanbul’da Gülhane Parkı içerisinde bulunan müze yaklaşık 600 eser ihtiva etmektedir. İslam bilim tarihi alanında kurulan bu iki müze, bilim tarihinin değişik disiplinlerdeki evrimini, Müslüman bilim insanlarının yüzyıllar boyu insanlığa armağan ettiği icat ve keşiflerini kapsamlı şekilde sunarak kendi sahasında büyük bir yenilik arz etmektedir.
Bu müzelerdeki aletleri tanıtıcı mahiyette Prof. Dr. Fuat Sezgin tarafından yazılmış 5 ciltlik İslam’da Bilim ve Teknik adlı katalog eser bulunmaktadır. Müze kataloğu olarak böyle kapsamlı ve bütüncül bir eser bugüne kadar ilk kez yazılabilmiş, Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak 4 dilde yayınlanmıştır.
Prof. Dr. Mehmet Fuat Sezgin son yıllarını geçirdiği ve çalışmalarını sürdürdüğü İstanbul’da 30 Haziran 2018 tarihinde hayata veda etmiştir. Eşine az rastlanan azim ve beşeri gücün sınırlarını zorlayan çalışkanlıkla geçirdiği ömrünü ilme adamış, geriye çok kıymetli eserlerini ve düşüncelerini bırakmıştır. Fuat Sezgin İslam bilim ve düşünce tarihi üzerine çalışan ilim erbabı tarafından ilgiyle takip edilip eserlerinden faydalanılan, alanında önemli bir yere sahip müstesna bir değerdi.
Efor Patent | Tescilleyin Sizin Olsun.