Fikri Haklar Neden Korunmalıdır?
Fikir ürünleri toplumun sermayesidir. Fikri üretim, diğer üretimlerin lokomotifi gibidir. Ülkelerin ekonomik, kültürel ve sosyal açılardan gelişmesi fikir üretimine bağlıdır.
Uzun vadede değişik alanlarda değer üreten toplumlar ayakta kalabilir. Tüketen toplumlar ise üreten toplumların tutsağı haline gelir.
Gelişmiş ülkeler için sanayi devri bitmiş ve bilgi devri başlamıştır. Bugün üretim, esas olarak bilgiye dayanmaktadır. Bilginin değerinin anlaşılmasıyla bilgi üretimi hızla artmış buna paralel olarak ta fikri mülkiyet korumasının önemi artmıştır. Gelişmiş ülkelerin bilim ve teknoloji gelişimine son derece önem vermesi ve etkin yapıda fikri mülkiyet sistemi kurması, geri kalmış ülkelerle arasındaki farkı oluşturmaktadır.
Fikir ve sanat eserlerinin ticari getirisinin hızla artması bu alanı karlı bir sektör haline getirmiştir. Artık müzik, sinema, edebiyat ve bilgisayar programları üreticiliği milyar dolarlık dev endüstrilere dönüşmüşlerdir. Bunlara örnek olarak Google ve Microsoft un sahipleri çok kısa bir sürede dünyanın en zengin kişilerine dönüşmüştür, sermayeleri ise bilgidir.
Sektörün talebinin yükselmesi, kar marjını yükseltmiştir. Bu durum taklitçiliği ortaya çıkarmış, fikri mülkiyet haklarına tecavüz artmıştır. Fikri haklarını yeterince koruyamayanlar ise çok büyük miktarlarda mali kayıplar yaşamaktadırlar. Gelişmiş ülkeler bu durumu engellemek için fikri mülkiyete konu buluşları, özgün tasarımları, markaları, yazılımları, sinema ve müzik eserlerini, ilim ve edebiyat eserlerini uluslararası boyutta korunma için uluslararası anlaşmalar oluşturmuştur.
Fikri mülkiyetin yeterince korunmaması yenilikçiliğin ve gelişimin hızını keser. Bu durum uluslararası rekabette geri kalınmasına yol açar. Fikri mülkiyet hukukunun amacı, fikri üretimi özendirmek ve bunun sonucunda da ekonomik, sosyal ve kültürel ilerlemeyi sağlamaktır. Araştırma –geliştirme yatırımını teşvik, yabancı sermayeyi çekmek, yenicilikçiliği özendirmek için etkin bir fikri mülkiyet koruması şarttır.
Fikri mülkiyet hakları ülkesel olarak korunmaktadır. Ülkesellik ilkesine göre, bir fikri mülkiyet hakkı, hangi ülkede korunması isteniyorsa o ülkenin mevzuatı çerçevesinde ve sadece o ülkenin sınırları içinde korunur.
Maddi mülkiyetten farklı olarak, fikri mülkiyet hakları süreye tabidir. Türkiye’de ilim ve edebiyat eserleri, güzel sanat eserleri, müzik, sinema, kural olarak kamuya sunumdan itibaren eseri meydana getirenin yaşam boyu ve vefatından sonrada 70 yıl süreyle korunmaktadır. İncelemeli patentler 20, incelemesiz patentler 7 yıl, faydalı modeller 10 yıl, tasarımlar 5 yıllık yenilemelerle 25 yıl, markalar ise 10’ar yıllık yenilemelerle istenildiği kadar korunabilmektedir.