Türkiye’de Marka Tescili

Uzun yıllardır Marka ve Patent Tescil işlemleri için hizmet vermiş olduğumuz müvekkillerimizden aldığımız geri bildirimlerin % 80’i marka tescil işlemlerinin sanıldığından daha uygun maliyette olduğu yönündedir.

Yeni bir firma açmak için işletmecilerin harcamış olduğu emek ve zaman sonrasında marka tescil işlemleri öncelikle yapılması gerekenler arasında yer alamamaktadır. Bunun nedeni, yapılan onca harcamanın sonrasında marka tescil maliyetlerinin de bir o kadar olacağının sanılmasıdır. Fakat sanılanın aksine Türkiye’de marka tescili sahibi olmak -özellikle sağlamış olduğu hukuksal koruma düşünüldüğünde- işletmeleri mali yük getirecek durumda değildir.

Markalar, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil edilmesi ile başvuru sahibi 10 yıllık koruma elde etmekte (556 Sayılı KHK M. 40) ve talep edilmesi halinde onar yıllık süreler ile yenilene bilmektedir. Böylelikle marka tescil işlemlerinin tamamlanmasını takip eden, maliyet doğurucu bir durum söz konusu değildir. Marka yenileme maliyeti de tescil maliyetinden daha düşük olmakla birlikte tescil edilen sınıf sayısı, marka logosu, marka rengi vb. verilere göre değişkenlik göstermemektedir.

Marka tescil işlemleri için gerekli olan evraklar ise danışman tarafından hazırlanan vekâletnamenin imzalanması, kaşelenmesi ve varsa marka logosunun elektronik ortamda danışmana sunulmasıdır. Marka logosu müracaat sırasında zorunlu olmadığı için logosu olmayan başvuru sahipleri markalarını düz yazı olarak da tescil ettirebilmektedir.

Bundan yaklaşık 6 yıl önce elektronik imza uygulaması ile internet üzerinden Türk Patent ve Marka Kurumu başvuruları kabul etmeye başlamış, evrak yoğunluğunun azalması ile öncelerde 24 ayı bulan müracaatın tescile bağlanma süresi 12 aya kadar düşmüştür.  Dünya geneline bakıldığında ise Marka tescil işlemleri Türkiye’deki işlemlerin aksine süreç ve maliyet açısından daha zorlu şartlarda gerçekleşmektedir.

Örneğin; Moda dünyasının kalbi İtalya’da, marka tescil işlemleri yaklaşık 5 yıl sürmektedir. Müracaat evraklarında gerekli olan bazı resmi onay işlemleri yaklaşık 2-3 sürmekte geriye kalan süreçte de müracaat süreci normal seyrinde devam etmektedir. İtalya tescil ücretleri ve masrafları için ortalama maliyet 2000 Euro’ dur.

Amerika, marka tescil işlem süreci olarak Türkiye gibi yaklaşık 12 ayda sonuca ulaşıyor fakat müracaat aşamasında Amerika Patent Ofisi tarafından talep edilen özel müracaat sınıfı düzenlemeleri nedeni ile alınan uygunsuzluk kararı ek maliyetler doğurmakta ayrıca tescilin tamamlanmasının 5. yılın sonunda markanın kullanıldığın dair etiket, numune vb. bilgiler istenmektedir. İstenilen bilgilerin sunulmaması durumunda marka tescili sonlandırılmaktadır. Amerika’da marka tescil ücreti ortalama 1000 Amerikan Doları gibi görünse de uygunsuzluklara cevap, kullanım evraklarının sunulması gibi masraflarla maliyetler ikiye katlanıyor.

Almanya’da, marka tescil süresi kısa olmasına rağmen ilan aşaması olmamasından dolayı tescil sonrasında üçüncü şahıslara dava açma hakkı verilmektedir. Bu da tescil sonrası dava riski ile başvuru sahiplerini karşı karşıya bırakmaktadır. Marka tescil maliyeti ise minimum 1250 Euro.

Yavru vatan Kıbrıs’a baktığımızda, hizmet sektöründe marka tescili yapılmadığı görülmektedir. Kıbrıs’ta Restoran hizmetlerinde marka tescil sahibi olmak istenirse bu hizmeti vermek için kullandığınız çatal, kaşık, tabak, masa vb. ürünlerde markanızın tescil edilmesi gerekmektedir. K.K.T.C. de marka tesciline sahip olmak istiyorsanız minimum 900 Amerikan Doları’nı gözden çıkarmanız gerekiyor.

Buna benzer örneklerin arttırılması mümkündür fakat yukarıda bahsedilen ülke işlemlerinin Türkiye’deki tescil prosedürü ve ücret politikası ile kıyaslanması için yeterli olacaktır. Ayrıca, maliyetlerin daha da cazip haline gelmesi ve marka, patent, tasarım vb. fikri hakların tescil edilebilmesi için KOSGEB maliyetlerinizin %50 sini karşılamaktadır.

Tüm bu bilgiler ışığında, Türkiye’de marka tescili işlemlerinin dünya geneline göre daha kolay olması hak sahipleri için büyük bir avantaj sağlamaktadır. Marka tescil işlemlerinin ötelenmemesi için sunulan devlet destekleri de başvuru sahiplerine maddi açıdan önemli bir fayda sağlamaktadır. Teşvik kapsamında alınacak destekler herkesi kapsadığı için bu fırsattan faydalanılmaması işletmeler için kaybedilen bir haktır.