Gelişen teknolojiler arasında özellikle nanoteknoloji, günlük yaşamı etkileyen çok çeşitli alanlarda yüksek beklentiler doğurmaktadır. Nanoteknoloji, son derece küçük bir ölçekte çalışan bir bilimdir: 1 ila 100 nanometre arasında (metrenin 1 ila 100 milyarda biri). Perspektife koymak gerekirse, bu bir bakteriden daha küçük ve tek bir atomun boyutuna yakındır. Bu ölçekte, istatistiksel ve kuantum mekaniksel etkiler gibi ilginç ve potansiyel olarak umut verici olgular/olaylar ortaya çıkıyor. Bu nedenle, atomik düzeyde maddeyi manipüle etmenin potansiyel olarak muazzam gelişmelere yol açabileceğini görmek kolaydır.
Nanoteknoloji ürünlerinin ticarileştirilmesi şimdiye kadar nispeten mütevazı olsa da son ve güncel araştırma faaliyetleri olağanüstü umut vaat ediyor. Örneğin, sağlık alanında, hücrelere nüfuz eden (ve belki de içinde kalan) teşhis araçları veya hasta hücreleri doğrudan içeriden tedavi eden terapötik mikro araçlar gibi başarılar öngörebiliriz.
Nanoteknoloji kullanılarak üretilebilen son derece küçük elektronik bileşenler, minyatürleştirilmiş ve çok daha güçlü elektronik cihazların geliştirilmesine olanak sağlamaktadır. Sadece bu da değil, mevcut malzemelerden daha sağlam, daha hafif ve daha ince yeni malzemeler oluşturulabilir. Bu tür gelişmeler, uçak ve uzay teknolojisi, inşaat ve hatta giyim alanlarında büyük ilgi çekebilir.
Çevrenin korunması ve enerjinin korunması açısından, mikro malzemeler ve unsurlar, yeni güneş enerjisi panellerinin geliştirilmesi gibi alternatif enerji kaynaklarının çok daha verimli ve güçlü bir şekilde kullanılmasına izin verebilir. Nanoteknoloji alanındaki buluşlar, genel bir kural olarak, ilgili patentlenebilirlik koşullarının yerine getirilmesine bağlı olarak, patent koruması için uygun görünse de örneğin aşağıdakiler de dahil olmak üzere daha fazla dikkate alınması gerekebilecek bir dizi konu vardır:
- Bir dizi diğer gelişmekte olan teknolojiyle bir dereceye kadar paylaşılan bir sorun, en azından kısmen, patent sahiplerinin kilitlenmesine izin verebilecek mevcut “önceki teknoloji” eksikliğinden dolayı, verilen iddiaların aşırı geniş olmasıdır. Büyük teknoloji alanları oluşturuyor. Bu bağlamda, çakışan patentlerin algılanan bir riski de vardır.
- Patentlenebilirliğin genel koşullarıyla ilgili olarak, bilinen bir ürün veya yapının atomik ölçekte çoğaltılmasının yenilik veya daha da önemlisi buluş basamağı gerekliliklerini karşılayıp karşılamadığı sorusu ortaya çıkabilir.
- Buluşun boyutu belirtilmeden bir ürün buluşu için patenti verilen bir patent sahibinin haklarının, buluşun ilgili nanoteknoloji versiyonu tarafından ihlal edilmiş kabul edilip edilemeyeceği veya telif ücreti talep etmek için temel oluşturup oluşturmayacağı konusunda bir soru vardır.
Sonuç olarak nanoteknoloji patentleri günümüzde büyük önem taşımaktadır. Günümüz dünyasında çevrenin korunması, enerjinin korunması gibi unsurlardan dolayı nanoteknolojideki gelişim desteklenmektedir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken ortaya çıkan hak ihlalleri de patentler ile korunmaktadır. Patent, faydalı model ve telif hakkının önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
Efor Patent Ekibi olarak, fikri mülkiyet haklarınızın tescili için hizmetinizdeyiz. Düşünen Değil Tescilleyen Kazanır. Patent Almayı Ertelemeyin.