Buluş

Buluş Nedir?

Buluş veya diğer bir adıyla icat, daha önce bulunmamış bir şeyin insan merakı ve çabasıyla oluşturulmasıdır. İcat ve buluşların çoğu doğadan ilhan alınarak veya var olan teknolojilerin yeni ve benzersiz şekilde bir araya getirilmesinin sonucudur. Genellikle buluş yapan mucit, belirli bir insan ihtiyacını karşılama veya bir işi daha hızlı ve verimli yapma isteği sonucunda buluş yapmaktadır. Bazen de bazı buluşlar rastlantı yoluyla bulunmaktadır.

Buluşlar, tek bir birey tarafından yapılabildiği gibi bazen belirli bir amaca yönelik ekip çalışması sonucu da yapılmaktadır. Buluş çoğunlukla meraktan ve ihtiyaçtan dolayı yapılmaktadır ve insan zekâsı buluş yapabilmek için tek başına yeterli değildir. Dolayısıyla buluş için, merak, yaratıcı düşünme, araştırma, gözlemleme ve geliştirme gibi becerilere sahip olmak ya da bunları öğrenmek için çabalamak gereklidir.

Buluş Nasıl Yapılır?

Buluş nasıl yapılır ya da yaratıcı düşünce nasıl geliştirilir sorularının belli başlı cevapları ve aşamaları bulunmaktadır. Bu aşamalardan ilki yapılacak buluşa “Gereksinim” yani ihtiyaç duyulmasıdır.

Gereksinim Duymak: Gereksinim yani ihtiyaç duymak tüm buluşların anası durumdadır. Hiçbir şeye ihtiyaç ya da gereksinim duyulmadığı durumlarda buluş yapmaya da gerek duyulmaz. Var olan bir makinenin ya da eşyanın geliştirilmesine ihtiyaç duymak ya da hiç olmayan bir şeyin mesela elektrik gibi olmasını hayal gücü ile düşlemek, araştırmak ve düşünmek gerekmektedir. Bunları yaparken de pozitif yaklaşım oldukça önemlidir çünkü çalışmalar devam ederken yorulmadan ve başarısızlıklardan dolayı vazgeçmemek gerekir.

Gözlem Yapmak: Gereksinim yani ihtiyaç duyma aşamasından sonra yapılacak şey ise iyi bir gözlemdir. İhtiyaç duyulan veya geliştirilmesi düşünülen şeyler için çevremizi ve doğamızı dikkatli bir şekilde gözlemlemeliyiz. Bu şekilde düşündüğümüz şeylerin daha iyilerinin nasıl yapılacağı ya da yeni yapılacak bir şeyin nasıl yapılacağı ile ilgili yöntemler bulunabilmektedir.

Bilgi Sahibi Olmak: Düşünülen buluş ya da icat için araştırma yapılarak bilgiler edinilmesi gerekir. Daha önce denenmemiş yeni bir şeyi yapmayı düşünüyorsak en azından ona yakın olan, yapılmış farklı şeyleri inceleyerek, nasıl yapıldıkları, sistemleri vs. hakkında bilgiler edinilmelidir. Bazı durumlarda ise konuyu detaylandırarak irdelemek ortaya konabilecek fikirleri kısıtlayabilmektedir. Bu yüzden buluş engellenebilir. Dolayısıyla bu konuya da dikkat ederek, amaçtan, hayal gücünden ve bilgiden sapmadan buluş yapılmasına odaklanılmalıdır.

Beyin Fırtınası Yapmak: Alışılagelmiş rutin düşüncelerden çıkmak, sürekli sorular sorarak konuyu çeşitlendirmek problemleri çözmek için yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Buluş yapmak isteyen kişiler, çalışmaları süresince karşılaştıkları problemlere, olağan düşünce sistemlerinin dışına çıkarak probleme farklı bir pencereden bakabilmeyi öğrenmelidirler. Beyin fırtınası, fikirlerin eleştirilme endişesi olmadan kabul edildiği ve buluşçuluğu geliştiren bir sistemdir.

Empati Kurmak: Araştırma ya da buluş yapma sürecinde bir problemi çözmek için empati yani duygudaşlık yapmak gerekmektedir. Empati yapılan konu ne ise, kendimizi olayın yerine koyarak daha hızlı bir şekilde problemi çözebiliriz. Bu konuda Rus tiyatro sanatçısı Constantin Stanislavsky şöyle demiştir; “Bir şeyi en iyi şekilde anlamak için kendin olmaktan çıkıp, anlamak istediğin şey olmalısın.” Bu söylemden yola çıkarak problemi çözecek yöntem veya metot ben olsaydım nasıl hissederdim, ne yapmak isterdim ve nasıl çözümcü olabilirdim gibi sorularla empati kurmak gereklidir.

Hayalci Olmak: Hayal kurmak ile ilgili Einstein şöyle demiştir; “Hayal etmek bilgiden daha önemlidir, çünkü bilgi şu andaki bildiklerimiz ve anladıklarımızken, hayal etmek yaratma ve bulma olasılığımız olan her şeyi kapsamaktadır.” Hayal gücümüz ile mantık dışı şeyler düşünebiliriz ama zaten mantık dışında düşünmek bizleri buluşa götürmektedir. Bu konuda Einstein’ın diğer bir söylemi ise şöyledir; “Eğer hepimiz ve her zaman mantıklı düşünseydik, taş devrinden ileriye gidemezdik”. Hatta yine düşünürün söylediği gibi, “Eğer yeni bir fikri ilk kez duyduğunuzda o size delice gelmiyorsa, ondan umut yoktur.” Bütün bunlar buluşçunun hayalci olması gerektiğini göstermektedir.

Soru Sormak: Felsefenin temel prensibi olan soru sormak buluşçunun da problem çözme anahtarlarından biridir. Soru sormadan yanıt bulmak yani yeni bir fikir, yöntem bulmak imkansızdır. Sorular soruların hepsi mantıklı olmak zorunda da değildir. Zaman zaman mantık dışı sorular sormak da fikir geliştirmeye oldukça yardım etmektedir. Sorulan sorular “açık soru” şeklinde net olmalıdır.

Cesaretli Olmak: Herkes tarafından bilinen veya bilindiği sanılan bir şeyi yıkma cesaretine sahip olmak gerekmektedir. Theodor Adorno bu konuda şöyle demiştir; ““Bilim itaatsiz olana ihtiyaç duyar.” Albert Einstein’ın ise söylemi şu şekildedir; “Dünya bizim düşüncemizin bir ürünüdür, bu yüzden düşüncemizi değiştirmeden dünyayı değiştiremeyiz.”

Tüm bu yöntemlere sahip olan kişiler buluş veya icat yapmaya uygun ortama ve düşünce sistemine sahip olan kişilerdir. Unutmamak gerekir ki buluş veya icat yapmak için doğuştan gelen bir yeteneye, üstün bir zekaya ya da şansa gereksinim yoktur. Sadece çok ve doğru çalışarak da Buluş yapılabilmektedir.

Efor Patent | Tescilleyin Sizin Olsun!